Kasım 21, 2013

Keçe Bebek

Elimde var olan keçelerle bir çalışma yapmak istedim ve bir bebek yapmaya karar verdim.


Önce gereken malzemeleri hazırladım. Parçaları istediğim büyüklükte kestim. Tüm parçaları keçeden kestim, kolları için pipo temizleme çubuğu denen tüylü tellerden kullandım. ( Büyük kırtasiyelerde, hobi dükkanlarında bulabilirsiniz.)


Siyah iplikle gözlerini yaptım.


Kabanı olarak düşündüğüm parçayı bebek içte kalacak şekilde birleştirdim. Bu aşamada kollarını da içinde bırakmayı unutmayın, daha sonra içine geçirmek çok zor olabilir.


Sonradan bacakları çıplak kalmasın dedim ve bir kot pantolon giydirmeye karar verdim. Pantolonu bacaklarına uygun kestim. Fazla dikiş olmasın diye dış yanlarını çevirerek yaptım. Yani dikiş kısmı içe ve arkaya geldi.


Pantolonu da bebeğin bacakları içte kalacak şekilde birleştirdim ve sıra botlara geldi. Onu da bebeğin üzerinde birleştirdim.


Çantasız olmazdı di mi?


Bebeğin dudaklarını kırmızı pilot kalemle, yanaklarını ise kırmızı kurşun kalemle boyayarak yaptım.


Kabanının önünü birleştirmek için tüylü telden yaptığım fiyonku kullandım.


Saçlarını diktim ve sıra süsleme aşamasına geldi.


Artık tamamlanan bebeğimi iş yerinde kullandığım kaban askımı süslemek için kullanabilirim.


Kasım 15, 2013

Ekşi Mayalı Ekmek Yapımı


1 haftadan fazla süren ekşi maya maceramı daha önceki yayınımda anlatmıştım. Ekşi mayamın tuttuğuna inandıktan sonra ekmek yapmaya karar verdim. Bu iş için hafta sonunu bekledim çünkü şimdiden söyleyim, ekşi maya diğer endüstriyel mayalar gibi kısa sürede kabartmıyor hamuru.

Tarife gelirsek,

1 su bardağı ekşi maya,
1 su bardağı tam buğday unu,
1,5 su bardağı beyaz un,
1 çay kaşığı toz şeker,
1 çay kaşığı un,
İçme suyu

Hamuru yoğuracağımız kabın içinde tam buğday ununu ve beyaz unu karıştırıp ortasını açıyoruz. Ekşi mayayı ve şekeri koyup karıştırmaya başlıyoruz. Tuzu doğrudan eklemiyoruz çünkü mayamız şekeri seviyor, tuzu sevmiyor. Tuzu suyun içinde eriterek suyla birlikte yavaş yavaş ekliyoruz ve çok sert olmayacak şekilde hamurumuzu iyice yoğuruyoruz. Yaklaşık 1 bardak su yeterli oluyor. Tuzu yarım bardak suyun içinde eriterek eklemenizi tavsiye ederim. Yoğurulmuş hamurun üzerini sıkıca örterek ılık bir ortamda mayalanmaya bırakıyoruz. Mayalanma olayı 5-6 saat sürebilir. İki katı kadar kabaran hamurumuzu kalıba veya pişireceğimiz tepsiye alıp tepsi mayasının gelmesi için 1-2 saat daha bekletiyoruz. Ben baton kek kalıbı kullanıyorum, kalıbı tereyağı ile hafifçe yağlıyorum. Hem ekmeğin şekli güzel oluyor hem de mayalanması için sarmak kolay oluyor. Tepsi mayası gelen hamuru 220 dereceye ısıtılmış fırına koyuyoruz. Yaklaşık 15 dakika sonra 200 dereceye düşürüyoruz. ve 20-25 dakika daha pişiriyoruz. Pişirme esnasında kabuğun çok kalın olmasını istemiyorsanız fırının içine ısıya dayanıklı bir kapta yaklaşık 1 su bardağı kaynar su koyun. Pişirme işi bitince fırından çıkan kabı kalın bir sofra bezi ile sarıyorum, böylece ekmek daha yumuşak oluyor. Soğuduktan sonra dilimleyebilirsiniz. Bayatlamadan uzun süre tüketebilirsiniz, Fazlasını derin dondurucuda saklayıp ihtiyacınız olduğunda kullanabilirsiniz.

Afiyet olsun.


Ekşi Maya


Son zamanlarda doğal beslenme işine kafayı taktım galiba. İzlediğim bir tartışma programında endüstriyel mayanın GDO lu olduğu söylendi ve ekşi mayanın ne kadar sağlıklı olduğu konuşuldu. Böylece ekşi maya maceram başladı. Günlerdir hayatımdaki en önemli iş haline gelen ekşi mayamı sizinle paylaşmamın zamanı geldi galiba. 

Önce tabi ki ekşi maya tariflerini inceledim. Pek çok tarif arasından birini gözüme kestirdim ve sonuç hüsran oldu. Mayam bir türlü oluşmadı ama pes etmedim. Tarifte kendime göre değişiklikler yaparak başarılı oldum. Tarifi şimdi sizinle paylaşıyorum.

Şunlara ihtiyacımız var;
Temiz bir cam kavanoz (1 litrelik olursa kabardığında taşmaz )
Tahta kaşık
Taş değirmende öğütülmüş tam buğday unu ( marketlerde değişik markaların unlarını bulabilirsiniz )
İçme suyu

1. Gün: 1 çay bardağı tam buğday unu ile yarım çay bardağı oda sıcaklığındaki içme suyunu kavanozun içinde küçük bir tahta kaşık ile karıştırıyoruz. Kavanozun kapağını sıkıca kapatmadan üzerine bırakıyoruz ve kavanozu ışık görmeyen ılık bir ortamda bekletiyoruz. Ben mutfak dolaplarından birinin içinde beklettim.

2. Gün: 24 saat sonra karışıma 1 çay bardağı un ile yarım çay bardağı su ekleyerek karıştırıyoruz. Buna mayayı beslemek deniyor. Ne de olsa onlar da canlı... Mayayı her gün aynı saatte beslemeniz önemli. 2. günün sonunda mayamız oluşmaya başlıyor ve resimdeki gibi görünüyor.

2. Gün

3. Gün: 2. gün olduğu gibi besliyoruz.

4. Gün: 2. gün olduğu gibi besliyoruz. 4. günün sonunda mayamızdaki baloncuklarda aşağıdaki gibi artış oluyor.


4. Gün

Eğer mayanızda baloncuklar oluşmadıysa ve bozulmadıysa bir süre daha un-su miktarını artırarak (su miktarı unun yarısı olacak şekilde) beslemeye devam edin. Üzerinde su biriktiyse verdiğiniz su miktarı çok geliyor olabilir, su miktarını azaltın. Maya hafif ekşi kokmalı, eğer kötü bir koku oluştuysa ve renginde bir değişiklik olduysa mayanız bozulmuştur, baştan başlayın.

Mayanızın tuttuğuna emin olduktan sonra artık onu kullanarak ekmek yapmayı deneyebilirsiniz.  1 su bardağı maya ekmek yapmaya yetiyor. Kullanmadığınız mayanızı buzdolabında haftada 1 gün besleyerek yaşatmaya devam edebilirsiniz.

Ekşi mayalı ekmek de yaptım, tarifi de burada..

Kolaylıklar dilerim.

Aşure


Muharrem ayı bitmeden aşuremizi yapalım diye düşündüm, evde olduğum bir gün yaptım aşureyi, tam da ayın 10'undan yapmışım. Bu da ayrı bir mutluluk oldu benim için. Tarifini de vereyim;

2 su bardağı buğday,
1 su bardağı nohut,
1 su bardağı kuru fasulye,
Yarım su bardağı kuru kayısı,
Çeyrek su bardağı kuru üzüm,
Çeyrek su bardağı kuş üzümü,
Çeyrek su bardağı  pirinç,
10-12 su bardağı su,
Yarım kg toz şeker,
Üzerini süslemek için fındık, kuru incir, nar ve tarçın

Bir gece önceden buğdayı, kuru fasulye ve nohutu bol su ile ıslatıyoruz. Ertesi gün nohutu ve fasulyeyi haşlıyoruz. 10-12 bardak su ile buğdayı pişirmeye başlıyoruz. Buğday pişmeye başlayınca içine haşlanmış nohut ve kuru fasulyeyi de ekliyoruz, özleşmeye başlayınca kuru meyveleri, pirinci ve şekeri ekliyoruz. Kuru üzümler şişene kadar pişiriyoruz.


Kaselere paylaştırdığımız aşurenin üzeri ince bir kabuk bağlayınca süslemesini yapıyoruz. Bir püf noktası olarak kuru incir pişerken içine konulursa aşurenin rengini karartıyor, bu yüzden ben üzerini süslerken kullanıyorum.

Herkese afiyet olsun.